Ilgaz erken ve anlaşılır konuştu. Çünkü…

Uzun zamandır sorduğunuz benim ancak cevaplayabildiğim bir konu bu, çünkü Ilgaz’ın büyümesine ve benim annelik tecrübemi silkelemeye ihtiyacım vardı.Zira çocukların erken ya da geç konuşması- konuşma bozuklukları üzerine bir uzmanlık bilgim yok. Bu yazı da burnumu havaya kaldırmak, anneliğimi poh pohlamak için değil, sizlerin de en azından çocuklarınızla benzer iletişim için tüyolar sunmaktır. Yani sözün özü:
Konuşması için illaki değil ama gelişimini desteklemek için bazı şeyler yaptık, sonuç olarak kelimeler bir birine bağlandı anlamlı bütünlük sağladı ve netti 🙂
• Daha anne karnında düzenli olarak konuşmaya başladım onunla, ninnisi vardı. Doğduktan sonra her sabah pencere kenarına geçip önce ona sonra tüm doğaya- hayvanlara- güneşe- buluta günaydın dedik.
• Doğduktan sonra her zaman iletişimdeydik, alt değiştirmede bile, ” Ilgazcık altını değiştirelim mi? “Eeevet eevvvet!” gibi…
- Kendi kendine çıkardığı seslerin aynısını biz de çıkararak ona cevap verdik, bunu yaparken de çok eğlendik.
•Bebek gibi konuşmadık. Su ise su, ekmek ise ekmek, batarya ise batarya, sarj ise sarj. Söyleyemez demedik çünkü biliyorduk ki hafızaya alıyor en uygun vakitte söyleyecek.
• Sonra şarkılar – sonra kitaplar- müzik aletleri- masallar- hikayelerle devam ettik.
- ellerimizi hece hece şaklatarak oyunlar oyandık. ki (el çırp)- tap (el çırp), te-le-fon diye uzar gider kelimeler.
• Diyelim ki uyumuyor: evin içinde “aaa bu bir tablo, halı, kanepe, yatak” diye dolandık.
• Kahvaltıda da öyle, “ımmm peynir çok lezzetli, zeytin ne kadar siyah, domates ne kadar büyük, ekmek ne kadar yumuşak ne kadar çıtır” gibi,
• İstediği veya gösterdiği bir şey varsa; “Su mu demek istedin?” , “Araba mı demek istedin?” gibi…
• Oynarken önce isimleri, araba- top- kitap gibi sonra sarı araba( renkleri) – büyük sarı araba ( büyük küçük kavraması) – büyük sarı spor araba ( model çeşitlilik kavramı gibi) gibi konuşmalarımızı zenginleştirdik.
• Mesela bebek arabası ile geziyorsak dışarıya dönük oturtuyorduk; ” aaa kuşlara bak ne kadar yüksekte, aaa bu mavi bir minibüs, aaa burası bir manav burası bir market olmalı” gibi sohbetler ile devam ettik,
- İnteraktif hayat bilgisi dersleri kıvamında; itfaiye istasyonu gezdik anlattık- vapura- metroya- minibüse- uçağa kitaplarda gördüklerini tecrübe etsin diye bindik. Tren kaldı, hala zaman ayıramadık 🙁 Market içi özellikle manav bölümü hatta pazar gezmesi, bol bol anlatmak ve hareketli hali ile dikkatini çekmek için idealdi.
• Her gün yatmadan önce ne var ne yok anlattık, akrabalarımızı, kısa boy uzun boy- saç renkleri, ten renkleri, göz renkleri gibi,
• Ona söz hakkı her zaman verdik, ” Nasılsın bugün? Mutlu musun? Eğlendin mi?” Cevap vermiyor ise; ” Çok mutlu görünüyorsun, eğlenmiş bir halin var ” dedik.
• Mutfakta kahvaltı hazırlarken, yemek yaparken yanımda o zaman da anlattım, şimdi soğanı soyalım nerede soğan, şimdi “Bezelye kıymalı mı tavuklu mu?” Gibi gibi …
• Bulaşık makinasını boşalttık, bunlar kaşık bunlar çatal bunlar tencere gibi, sonra ondan yardım istedim “Tencereyi verir misin? Bardağı verir misin?” diyerek yardımlaşma ruhunu da vermeye çalıştık.
• Kendinden büyük, konuşan çocuklarla bir arada olmasına gayret gösterdik.
- 18 ay sonra hayatına çizgi film girdi, her sabah 15 dakika ben, baba ya da ananeyle izledi. Gün içinde çizgi filmde neler olmuştu diye konuştuk.
Ayrıca konuşma üzerine etkili olduğunu düşündüklerim,
– Uzun süre emzik kullanmamak
– Harfleri tam ses çıkarması için dişlerin olması,
– Tablet- telefon ve televizyon çocuğu olmaması,
– İlginin az ya da çok olması,
– Genetik faktörlerde elbette ki önemli.
Konuşmasının size verdiği mutluluğu hissetmesi olumlu etkilerken, eğer konuşmuyor ise ” neden neden?” sorularının sorulması, kızmaların, bağırmaların negatif olarak etkileyebileceğini düşünüyorum.
Bizde durum bu. Şimdi de, kartal kalkar dal sarkar, dal sarkar kartal kalkar diyerek tekerlemelerle devam ediyoruz. Tabi biz hangi seviye tekerlemeye kadar söyleyeceğiz orası meçhul 🙂
Şu ayda mutlaka konuşmaya başlar diye bir literatür bilgisi yok. “Bu yaş oldu hala konuşmadı, kesin bir problem var” diyeceğim bir tanı yöntemim yok. Biliyorum ki güçlü annelik içgüdüleriniz var bir şeyler normal değil diyorsa mutlaka bir uzmana danışın emi!
Merak eden, araştıran, hayata geçiren kazanır.
Sevgilerimle,
Gebbepinar