ha doğurdum ha doğuracağım!

Ha doğurdum ha doğuracağım günlerim!
Hamileliğe ayrılmış sürenin yavaş yavaş sonlarına gelirken; Doğum zamanı yaklaştıkça hayatı planlamakta zorlansam da, doğum için gecenin yarısı sıcacık yatağımdan uyanabileceğimi bilsem de, yürüyüş anında suyum gelebilir diye Kıpır ‘ın bezlerinden mi taksam diye düşünsem de… “Blind date” gibi bir kavuşmanın heyecanı hepsini alıp götürüyor!
Doğum! İçimi ferah tutuyorum… Izin veriyorum bebeğimin içimde bana gelmek için aldığı yolları geçmesine, gevşiyorum… Doğum ile ilgili ikilem yaşamıyorum, bedenime güveniyorum ve Rabb’ime hayırlı sağlıklı ve tatminkâr bir doğum eylemi yaşatması için dua ediyorum…
Tabi bir de tarih yaklaştıkça herkes merakta, “Nasılsın? Doğmadı mı? Bi doğuramadın!” gibi cümleleri duymak çok olası bunlardan uzaklaşmak için hamilelik öncesi Issız adadan yer ayırtmak lazımdı, ilk hamilelik tecrübesizliğime denk geldi ;))
Sakızla, diş macunuyla, deterjan ile Kafayı bozan isviçreli bilim adamları normal doğumun tarihi ve saatini çözecek bir zaman makinası da bulamadılar 🙂 🙂 Bizim yapacağımız en güzel şey ise sabır ile beklemek ve “Ne zaman doğuracağım?” sorusuna bir nebze cevap bulabilmek için bu yazımı okumak!
Ben de durum ise; hamileliğime bağlı çatlakların oluşmamış olması , hala ayak tırnaklarımı kesebiliyor olmak, alyansımı çıkartmama sebep ödemlerimin olmayışı, tek başıma ayakkabılarımı giymek için çömelip kalkmak, dinlenmeden 4 kat merdivenini çıkıp evime ulaşmak, hala nefes egzersizi çalışıp- gevşemek, perine masajı ve göğüs bakımlarımı yaparken, yürüyüş ve doğuma hazırlık egzersizleri yaparak mutlu olurken, evinin işlerini bizzat kendim yapabilmek motivasyon sebebim! Arada bir gelen doğuma hazırlık dalgaları ile sertleşen karnıma nefes egzersizleri ile cevap verirken, Ilgaz’ın her geçen gün mesanem üzerinde yaptığı baskı sebebi ile kaçırdım kaçıracağım modu ile tuvalet yolundayım, uykular kısa… İştahsızlık tavan ve bulanan bir de midem var :/ ama küçük sırrım ile hala hamilelik öncesi pantlonlarımı giymek bir harika ;))
Doğumun yaklaştığını gösteren belirtilerden bir tanesi olan “hafifleme”, ben de hala olmadı ;( midemin ve kaburgalarımın hemen altında hareket etmesi özellikle bilgisayar başında işlerimi yapmamı güçleştiriyor! Annemin fotoğraflarımdan görüp dediğine göre doğuma daha var ;))
Doğuramadım diye bir sıkıntıya girmiş değilim aksine hamileliğimi her anı ile severek kabul ediyorum 😉
Bahar’ın da gelişi ile ruhum çiçek çiçek, yürüyüşler daha bir renkli daha bir keyifli! Hamilelikle yürüyüşün tüm faydalarını yaşamış biri olarak; Ebe Pınar Tavsiyesi olarak yürüyüş yapmayı şiddetle öneriyorum, nedenlerini ise şuradaki yazımda belirtmiştim!
Kurtlugiller olarak gittiğimiz NST çekiminde yüzüncü kez “bu rakam neydi? bu yeşil ne demek? Ne kadar sürecek?” gibi Mr.Kurtlugil sorularına sabırla cevap vererek doktor muayenesine geçtik 😉
Ilgaz 3400gr, 50 cm! Boynuna kordonu dolayıp entel bir tarz yapmış kendine, Hem doğum kanalında olup hem cuk cuk ellerini emmesi ise güldürdü bizi, bir de iki güne kalmaz gelirim der gibi verdiği poz ;))
39+5 olunca vajinal muayeneyi hak eden ben neler duydu neler ;))
Ilgaz’ımın başı yerleşmiş, doğum yolu yumuşamış ve açılması 2cm, doğum başlamış dostum;) Normal hayatın içinde bu süreci geçirmek doğal doğumun en güzel yanı… Akışına bırak! Sen değil bebeğin – bedenin doğumunu yapsın!
Tabi ben “Türkan Şoray edası işe Nayır nolaaamaz! Daha Ilgaz’ın hoş geldin kurabiyelerini ve lohusa tâcımı yapmadım” diyerek koşar vaziyete eve gelip onları bitirmek için canla başla çalıştık :)Özellikle şeker hamuru ile yapılanları tercih etmedim benim ellerimin değdiği gerçekten çayın kahvenin yanında yenilebilen kurabiyeler yaptık Mr.Kurtlugiiller ile 😉 Bir Oktay Usta bir Emine Beder’mişiz haberimiz yokmuş:):)
Öyle kokoş bir insan değilimdir tacım terliğim diye de bir hazırlık yapmadım ama saç aksesuarlarını seviyorum, bu nedenle içimde ki Derya Baykal’ı serbest bıraktım ve hobisel şeyler yaparak zamanımı değerlendirdim ;))
Hamilelik çekim fotoğraflarımızda elimize ulaştı, hemen onun için de bir DIY projesi yaptım, Ilgaz’ ın odasına da çok yakıştı 🙂
Bu pazar Ilgaz gelmeden önce, karı-koca olarak son Pazarımızmış gibi; olabildiğince miskin, olabildiğince bir birimize ait, olabildiğince uykulu geçirdik 😉 uyku nasıl depolanır bilmiyorum, bebek olunca çok lazım onu biliyorum :/ Lohusalık uykusuzluğu ile nasıl baş edeceğim konusunda da teoriler üretiyorum.
Tabi babası da kendince hazırlığını yapmış 😉 arabada ki Ilgaz tahtı hazır 😉 😉
Ee o zaman hazırlıklar tamam 39.haftayı bitirip 40’a merhaba derken ne diyoruz;
– Gel Ilgaz gel geeeeel 😉
Sabrın en yüce mertebe ile ödül verdiği, merak ve heyecanın mutluluk gözyaşlarıyla harmanlandığı, sizi siz yapan özellikleriniz ile gurur duyduğunuz günlerde kalın…
Gebbepınar
Sizi tbrik ediyorum, Allah analı babalı büyütn inş. Eski yazıları okurken bu yazıyı hgördüm. Pantolonun sırrını resimden tam anlayamadım lütfen detayı paylaşabilir misiniz.
Duru hanım merhaba, çok teşekkür ederim… o sır: bir çıt çıtlı kemer, göbek büyüdükçe ayarlayıp pantlonun olmasını sağlıyorsunuz. http://www.tuniko.com‘da var 🙂
sevgiler, gebbepınar
Merhaba Pınar hanım sizi okuyunca öyle rahatliyorumki yyakıninizda olup fikirlerinizi almayı çok isterdim ben 39. Haftanın yaşındayım bugünkü muayenemde bebegimde taşikardi çıktı ama düzeldi daha sonra bende hastaneye yatisi red ettim.Hasta gibi yatmak istemiyorum orada fakat icimde de bebeğime bisey olursa diye vicdan azabı oluyor.Bu tarz durumlarda ne yapmalıyım.Sizce şekerli birşeyler yedim onun etkisi varmidir. Simddien teşekkürler
Meryem hanım merhaba şekerli yemek bebeğinizin hareketli olmasına bir etken olup, hareketli olunca da kalp atım hızı artar. Düzenli olarak devam etmiyor ve geçici bir durum ise normaldir. 39 hafta olduğunuz için daha sık nst önerilebilir. şeker yemedğiniz :))