bunlar belirti ise ben neyim?

Günlerdir Serdar Ortaç şarkısı gibi geziyorum “kafamda deli sorular”  diyerek :)) Eğer hamileysem, on günlükken tatildeydik, iki yıl boyunca tatil görmemiş bir bünye için geceleri sabahlara sabahları gecelere birleştirip durmaksızın bir tatildi amacımız:)  tekne harika bi koyda demirlemiş, ben ise en tepesinde tramplende kendimi serin sulara bırakmak için sabırsızlanıyordum, atlamak için pozisyonumu aldım ama sanki biri ayaklarımdan beni oraya yapıştırmıştı, yanımdakilerin “korktun di mi?” diye alay etmeleri ile yerime döndüm… içimde ise tarifsiz bi his vardı, her ay düzenli adet olan ve yumurtama gününü hisseden iç sesim…  hamilesin diyordu! Bebeğine dikkat etmelisin…

Hergün türk kahvesi içmek için özel zaman ayıran ben, türk kahvesini aramaz tadından bile hoşlanmaz olmuştum, cildim inanılmaz hassaslaşmıştı hafif kaşısam yara oluyordu ve hayatım boyunca içinde ki görüntüsü dolayısıyla yemediğim taze incirden kaç kilo yedim hatırlamıyorum…

Bi on gün sonra ise, kendimi bildim bileli gece tuvalete kalkmayan ben gece de dört beş defa tuvalete gider olmuştum, kısacık uykularda bile aman ne rüyalar ne maceralar ne dramlar o rüyaları yazsam sezon sezon dizi çıkardı ve birde king size yatağa sığamama sendromum… utanmasam eşime git koltukta yat diyecektim 🙂

Işte bunlar benim şahsıma münhasır çook erken gebelik belirtilerimdi, gebbepınar günlük kayıtlarına geçsin lütfen 🙂

Peki ya size özel hamilelik belirtileriniz oldu mu?

Genel gebelik belirtileri ise adet dönemi öncesinde görülen sendrom durumuna benziyor… göğüslerin dolgunlaşması ve hassaslaşması, şiddetli uyku hali, sık sık idrar yapma, bölük pörçük gece uykuları, kalbinin üzerinde biri oturuyormuş gibi ruh hali, içine attıkların sebebiyle patlayacak bir atom bombası kıvamında gergin zihin, vücutta şişkinlik, baş ağrısı… adet öncesi sendromu ise hamilelikten ayıran en önemlisi ise adet geçikmesi…

Ve işte benim belirtilere adet gecikmesi eklendi 🙂  bir gün oldu, iki gün oldu, üç gün oldu yoook… eşimle aramızda günün espirisi olmuştu  “var mı bi kıpırtı? Kımıl kımıl mı için?” 🙂

Ben ise test yaptırmak için bekliyordum, iyice tutunsun değerler yüksek çıksın , eğer sadece bi adet geçikmesi ise heyecanımız bozulmasın, iki de bir de test yaptırmayalım diye…Bi yandan da hadi hadi diyen eşimi “amman ağzımızın tadı bozulmasın  Alirıza bey diye” sakinleştiriyordum 🙂 tam sakinleşiyordu, prediktör alayım ben diyerek yeni konu başlatıyordu 🙂

Ayrıca prediktör ile öğrenmek hiç istemedim, sabahın ilk idrarını bir kaba yap, içine aparatı koy ve bekle…tek çizgi-çift çizgi-bir tam çizgi ama diğeri hafif pembe… “ee ne olacak şimdi  erken mi yaptım, yanlış mı yaptım?  hamilemiyim değil miyim?” derken…iki üç dört beş test yapılabiliyor… iğne yok, acı yok, ev ortamında, pratik diyebirsiniz . Kendini güvende hissetmeyi seven bir boğa olarak ise  prediktörün benim hislerim ile oynamasından korktum 🙂

Günün her saatinde alınan kan örneği ile bakılan hamilelik hormonu testi ise çok pratik geldi…tabi hormon değeri yükselme takibi açısından bir kaç gün sonra bir daha istenebiliyor.

Ve bir hafta geçti, ben deniz gece tuvaletlerinden bitap düşmüş, o rüyalar sebebi ile uyumaya korkar bir hale gelmiştim ki… kan testi ile, betaHCG değerini görünce çoktaaaan hülyalara dalmıştım… ne o test sonucunu beklerken akmayan zamanın önemi vardı ne de acabaların, heyecandan dört nala giden kalbimi neredeyse bütün hastane duyuyordu… ama tepki sıfırdı, sevinç çığlıkları sıfırdı… biliyordum çünkü… ilk günden beri benimleydi…

Şimdi aklımda tek şey geziniyordu bu harika haberi eşime nasıl duyuracaktım?

Bi daha ki yazıya kadar bolca gülümseme ve iyilik ile kalın,

Gebbepınar