Ben hissettiklerime inanamazken, sanki hamilelik – doğum ile ilgili belgeselin kahramanı gibi hissederken, sabah ayna da gördüğüm Pınar’a ve karnına şaşkınlık ile bakarken, anne- baba olma fikrini konuştuğumuz o gün daha dün gibiyken, yapacaklarımın listesi yaptıklarım listesinden daha uzunken zaman ne kadar hızlı akıyor…
Hoş geldin hamileliğin son trimesteri… hoş geldin 27.hafta… seninle de günlerimiz dolu dolu geçsin, anılarımız musmutlu olsun!
Bu hafta yine kapıda uzaklara gönderilen eş seranomisi ile başladı, bir iki saat sonra gelen annesi ile ise geçen hafta ki kız kıza olmak candır, hafta çoktaaan akmaya başlamıştı!
Beslenme konusunda ki felsefem; kalori hesabı yapmadan yediklerimden zevk almak! Ancak yediğim endüstriyel gıdaların, şekerin hesabını , yürüdüğüm yolların hesabını yapmak… En çok da bu hesaplar sonrası bana kalan Kıpır’a kalan mutlulukğun hesabını yapmakJ ama bu hafta doyamama sendromu başladı! Yemek yerken değil, yemekten yarım saat -bir saat sonra bendeniz elim ayağım titrer şekilde açım sanki midem spatula ile kazınıp saten badana yapılacak gibi :): ve pekmez arkasından limon, ezme arkasından helva yiyecek kadar gözü dönmüş bir hallerdeyim!
Bu hafta kansızlık ile mücadeleye devam, damarlarım kevgire dönse de… çarpıntı, zor nefes alma, çabuk yorulma gibi belirtiler azaldığı için bu durumun hiç önemi yok tabi ki:) bir tek ilaca güvenmeden beslenme konusuna da daha daha dikkat ediyorum… Koyu yeşil yapraklı sebzeler, kırmızı et, siyah üzüm favorim!
Üçüncü trimester bebeğin beyin dokusunun gelişiminin olduğu dönem; demir ve kalsiyumdan zengin beslenirken Omega-3 yağ aside açısından da beslenmek önemli! Ayrıca erken doğum ve preeklempsi gelişme riskini de azaltıyor… soya fasüleyesi ve cevizde bolca var bir de balık:) Balık yemek benim için tam bir sabır sınavı… tiksinme değil ama yerken ve hazırlarken hiç keyif almıyorum! Sonrasında ki mutfak temizliği ise çin işkencesi!!
Bu hafta annem ve ben Sevgili Banu Tozluyurt’un Hayalime Dokun söyleşisine katıldık. Kadının kendini keşfetmesi ve hayallerine ulaşması teması üzerine olan söyleşisi bir harikaydı, Ban’nun harika enerjisi ve katılımı yoğun izleyicisi ile daha keyfili bir hal aldı. Kendi okulumu geb-be’yi kurmakla hayallerime dokundum ancak devamı için daha sıkı sıkıya sarılmam gerektiğini bir kez daha anladım… veee Kıpır tüm söyleşi boyunca midemin altına yerleşti ve sanki “ben de göreceğim ben de ben de “der gibi oradan ayrılmadı :):)
Bu yıl hamilelik dolayısı ile gidemem diye düşündüğüm İBS fuara Hassasanne’nin kurucusu Ece’nin davetlisi olarak hem ebe hem gebe halimle “ Bilinçli Hamilelik- Keyifli Doğum” söyleşim ile katıldım… Fuarın detaylarını ayrıca yazacağım ancak kaça bölüneceğimi şaşırdım bu ara… bir amip olsam işim kolaydı 🙂
Ve ayak ve bacaklarda ki ödem ile 27.haftada tanıştım tabi bunda tüm gün fuar gezmesinin etkisi büyük! Bol sıvı alarak, ayaklarımı kalp seviyesinden yukarıda tutarak, sol yan pozisyonda dinlenip, belden aşağıya soğuğa yakın su ile duşta uygulama yapınca sabah kaltığımda geçmişti… şükür.. dinlenmek önemli!!
Pınar Ebe tavsiyesi; ödemleriniz varsa, yukarıda yaptıklarınıza rağmen 24 saatte azalma yoksa, elleriniz ve yüzünüz de şişiyorsa,tansiyonunuz yükseliyorsa ve idrarda da protein varsa preeklampsi (gebelikte hipertansiyon) olabilir ve mutlaka doktorunuza başvurmalısınız!
Kıpır’ın hareketleri ile mest oluyoruz zira varlığı büyüyen göbeğim ve hareketleri ile gösteriyor:) bir daha ki hafta doktor kontrolümüz var kim bilir nasıl oldu en son 22. Haftamızda gitmiştik 🙂
Merakla, iştahla ve huzurla kalın…
Gebbepınar
